Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, CNN Türk canlı yayınında yerli silahlı insansız deniz aracı (SİDA) Marlin’in NATO tatbikatında yer aldığını söyledi.
Marlin’in birçok opsiyona sahip olduğuna dikkat çeken Demir, üzerine füzeler yerleştirilebildiği üzere elektronik harp sistemlerinin de entegre edilebildiğini söyledi.
Marlin’in üzerinde bulunan elektronik harp sistemi, dünyada bir birinci olma özelliğini taşıyor. Bu haliyle Marlin, üzerinde elektronik harp sistemleri taşıyan dünya üzerindeki birinci insansız su üstü platformu.
Türk savunma endüstrisi bünyesinde geliştirilen CANiK M2F, birinci kere TEKNOFEST KARADENİZ’de sergileniyor.
Savunma Sanayii Başkanlığı ile imzalanan “Platform Makineli Tüfeği Projesi” kapsamında yerli ve ulusal imkanlarla geliştirilen CANiK M2 QCB ağır makineli tüfeğin gelişmiş modeli olan CANiK M2F dakikada 950 atım suratına sahip.
Silahla ilgili bilgi veren Samsun Yurt Savunma Kurumsal İrtibat ve İş Geliştirme Müdürü Gençay Gençer, atım suratı dakikada 450 ila 600 olan bir evvelki versiyonun kâfi olmadığı için CANiK M2F’yi geliştirdiklerini söyledi.
Gençer, “Kalibre olarak tıpkı mühimmatı kullanabilmekte ancak dakikadaki suratı 600 yerine 950’dir. İstersek bu suratı 950 ila 1100 ortası ayarlayabilmekteyiz. Bu yüksek suratı sayesinde başta hava araçları ya da hava araçlarının karşılığı olarak faal biçimde kullanılmaktadır” dedi.
Yeni bir konsept kullandıklarını lisana getiren Gençer, “Yeni konseptte iki M2F’yi yan yana bağlamış bulunuyoruz. Bu haliyle isterseniz kara araçlarına bağlayabilirsiniz, isterseniz deniz araçlarına ektin biçimde bağlayarak atış üstünlüğü sağlayabilirsiniz” diye konuştu.
Gençer şöyle devam etti:
“CANiK M2F ya da CANiK M2 QCB, her ikisinin de 2 bin metreye aktif menzili bulunmakta. Bu menzili yüksek teknoloji optik aygıtlarla destekleyerek 6 bin metreye kadar artırabiliyorsunuz.”
MİLLİ GÖZCÜ TOGAN
Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, başkanlık bünyesinde faaliyet gösteren Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. (STM) tarafından ulusal imkanlarla geliştirilen, küçük gözcü İHA sistemi TOGAN’ın birinci teslimatlarının yapıldığını açıkladı.
Savunma Sanayii Lideri Demir, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Milli mühendislik tahlillerimizi güvenlik güçlerimizin hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Keşif, gözetleme ve istihbarat gayeli geliştirdiğimiz döner kanatlı ulusal gözcü İHA’mız TOGAN’ın birinci teslimatlarını gerçekleştirdik. İyi olsun” tabirlerini kullandı.
‘TOGAN GÖRÜLMEYENİ GÖRECEK’
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz de, yaptığı yazılı açıklamada, “STM olarak Türkiye’de öncüsü olduğumuz taktik küçük İHA sistemleri alanında, kıymetli bir teslimat daha gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Ulusal gözcü İHA’mız TOGAN, sahip olduğu özellikleri ile görülmeyeni görecek, takip edilemeyeni takip edecek. Gece ve gündüz aktif operasyon ve fiziki maksat takibi kabiliyetine sahip TOGAN, STM’nin öbür İHA’ları ile de müşterek operasyon gerçekleştirebiliyor. Taktik küçük İHA’larımızın, GPS olmayan alanlarda vazife yapabilmesi ve düşman elektronik harp tehdidinden etkilenmeksizin misyon icrasını sağlayacak kabiliyetlerimizle de platformlarımızı güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Mehmetçiğimizin alandaki gücüne güç katacak TOGAN, ülkemize ve güvenlik güçlerimize güzel olsun” dedi.
TOGAN İLE GECE-GÜNDÜZ AKTİF OPERASYON
Taktik düzey keşif, gözetleme ve istihbarat vazifelerinde kullanmak üzere tasarlanan TOGAN, özgün uçuş denetim sistemi ve vazife planlama yazılımına sahip. Otonom formda havada misyon değişimi/devri yapabilen TOGAN, operatörlere kesintisiz ve uzun periyodik gözetleme kabiliyeti sunuyor. Tek bir TOGAN platformu, 10 kilometre menzilde 45 dakika boyunca vazife yapabiliyor.
TOGAN, 30x optik zoom seviyeli gündüz ve kızılötesi imaj sistemleri ile gece ve gündüz efektif operasyon imkanı sunuyor. Platform, özgün otopilot ve bilgisayarlı görü yazılımları sayesinde otonom olarak hareketli gaye takibi gerçekleştirebiliyor. Gelişmiş bilgisayarlı görü algoritmaları sayesinde amaç tespit, tanıma, teşhis ve teknik tahlil yapabilen TOGAN, imaj değerlendirme çalışmalarında kullanıcıya kolaylık sağlıyor. Misyon değişimi özelliğiyle bir TOGAN’ın bataryası belirli düzeyin altına geldiğinde, oburu otomatik olarak vazifesi devralabiliyor ve bu sayede kullanıcıya kesintisiz kullanım sağlıyor.
TÜRKİYE’NİN YENİ JENERASYON YERLİ SİLAHLARI
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah sanayisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji eseri olan silahlar…
YERLİ ÜRETİM PMT 12.7 MM MAKİNELİ TÜFEK SERİ ÜRETİME GEÇTİ
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından başlatılan “Platformlar İçin 12.7 mm Makineli Tüfek (PMT 12.7) Projesi” çerçevesinde kara, hava ve deniz platformlarında kullanılan ve yurt dışından tedarik edilen 12.7×99 mm makineli tüfek artık yerli ve ulusal imkanlarla üretiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından başlatılan ve Samsun Yurt Savunma (SYS) tarafından yürütülen Platformlar İçin 12.7 mm Makineli Tüfek Projesi’nde kalifikasyon süreci tamamlanarak, seri üretime geçildi. Kalifikasyon testleri bir aydan uzun süren ağır çalışmalar sonucunda tamamlandı. CANİK M2 QCB tüfeği, yaklaşık 1 milyon adet atış yapılan kalifikasyon sürecinde yüksek basınç, hızlandırılmış yağmur, tuz sisi, düşük ve yüksek sıcaklık, buzlanma, kimyasal etkileşim üzere birçok testten muvaffakiyetle geçti.
YERLİ HAVA SAVUNMA SİSTEMİ ‘SUNGUR’ MİSYONA HAZIR
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, insansız hava aracı (İHA), jetler ve helikopterlere karşı tesirli olan SUNGUR Silah Sistemi’nin birinci kafilesini Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) teslim ettiklerini bildirdi.
Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, portatif hava savunma füze sistemi SUNGUR’un, platformlardan sonra tek er tarafından omuzdan atılan versiyonuyla da Mehmetçiğin hizmetinde olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir şunları kaydetti, “İHA’lar, jetler ve helikopterlere karşı tesirli olan SUNGUR Silah Sistemi’nin birinci kafilesini TSK’ya teslim ettik. Güzel olsun. SUNGUR Silah Sistemi, muadillerine nazaran daha uzun menzili ve düşman ögelere gözün görme uzaklığından daha uzak aradan kilitlenme imkanı sunan, aldatmaya yönelik karşı önlemlere sağlam Görüntüleyici Kızılötesi Arayıcı Başlığı ile öne çıkıyor.”
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, Mini/Mikro İHA’ların imhası için ASELSAN’ın geliştirdiği ŞAHİN 40 mm Fizikî İmha Sistemi’nin birinci defa envantere girdiğini belirtti.
ŞAHİN 40 MİLİMETRE FİZİKÎ İMHA SİSTEMİ
Geliştirme sürecinde etkisiz hale getirdiği ikisi döner kanat, biri sabit kanatlı üç tipteki küçük ve mikro İHA’nın sembolleri silah kulesinin üzerine işlendi. Misal uygulamanın örnekleri düşman uçağını düşüren avcı uçaklarına, o ülkenin bayrağının işlenmesi biçiminde gerçekleştiriliyor.
40 milimetre bomba atardan gönderilen yüksek süratli akıllı mühimmatla gayelerini etkisiz hale getiren Şahin, bir römork üzerine entegre edildi.
Milli hava-hava füzesi Gökdoğan’ın radar arayıcı başlıklı test atışı yapıldı. Böylelikle bu yıl Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilmesi planlanan füze için değerli bir basamak daha tamamlanmış oldu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir de Gökdoğan füzesine ait Twitter hesabından paylaşımda bulundu.
Demir, TÜBİTAK Sage tarafından yürütülen projeye ait şunları kaydetti: “Gökdoğan görülmeyeni de vuracak! Göktuğ projemiz kapsamında testleri süren ulusal hava-hava füzelerimizden Gökdoğan Görüş Ötesi Füzemiz, radar arayıcı başlıkla atışını gerçekleştirdi ve değerli bir kademe daha tamamlandı. Gökdoğan ve Bozdoğan füzelerimizi bu yıl Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edeceğiz. Milletimize verdiğimiz bu bayram ikramı için emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.”
GÖKDOĞAN’IN TEST ATIŞI
Milli Savunma Bakanlığı, ulusal güdümlü mermi Atmaca’nın birinci defa taşınabilir güdümlü mermi sistemiyle karadan denizdeki bir amaca yapılan test atışının muvaffakiyetle yerine getirildiğini bildirdi.
Bakanlığın toplumsal medya hesabından yapılan paylaşımda, satıhtan satha ulusal güdümlü mermi Atmaca’nın birinci defa taşınabilir güdümlü mermi sistemiyle karadan denizdeki bir gayeye ateşlendiği belirtildi.
Karadeniz’de bugün gerçekleştirilen test atışının muvaffakiyetle icra edildiğinin bildirildiği paylaşımda, atışa ait imgeye de yer verildi.
Demir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ulusal denizaltı projesinde gelinen evreye ait bilgi verdi.
STM500 denizaltısının ileri ve çağdaş savaş sistemleriyle yapılacağını vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
“Milli denizaltı serüvenimizde tarihi adım. Türk mühendisleri tarafından büsbütün ulusal imkanlarla tasarlanan STM500 denizaltısının üretim faaliyetine mukavim tekne test üretimiyle başlıyoruz. STM500 hem açık deniz hem de sığ sularda vazife yapabilecek formda tasarlandı. Keşif gözetleme, özel kuvvetler harekatı, denizaltı harbi üzere taktik gereksinimlere karşılık verecek donanımları bünyesinde barındıracak STM500, ileri ve çağdaş savaş sistemleriyle donatılacak.”
Savunma Sanayii Başkanlığından (SSB) yapılan açıklamaya nazaran, Başkanlık, sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı Sürü İDA projesinde yeni bir kademeye geçti.
SSB tarafından başlatılan ve ASELSAN ile alt yüklenicisi KOBİ’lerce yürütülen İDA projesinde de çalışmalar sürüyor. ALBATROS-S Sürü İDA’dan sonra “ailenin yeni ve daha büyük üyesi” MİR İDA ASELSAN-Sefine Tersanesi iş birliğinde geliştirildi. İki İDA birinci sefer birlikte misyon yaptı.
Açıklamada, görüşlerine yer verilen Demir, projeyle insansız deniz araçlarının sürü halinde farklı formasyonlar ve misyonlarla kullanılmasını hedeflediklerini belirterek, bu kapsamda Sürü İDA’lara yeni yetenekler kazandırmaya devam ettiklerini bildirdi.
ROKETSAN, kara, deniz ve hava platformlarından atılabilecek, 150 kilometrenin üzerinde menzile sahip yeni kuşak seyir füzesi Çakır’ı geliştirdiğini açıkladı.
ROKETSAN tesislerinde, ‘Çakır’ın tanıtımı için düzenlenen basın toplantısına, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir ve ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci katıldı.
Toplantıda verilen bilgilere nazaran, deniz, kara ve hava platformlarından atılabilen seyir füzesi ‘Çakır’, son teknoloji özellikleri ve tesirli harp başlığı ile yüksek hasar gücüne sahip.
İnsansız hava ve deniz araçları, taktik tekerlekli kara araçları ve su üstü platformlardan atılabilen yeni seyir füzesi ‘Çakır’ın 150 kilometrenin üzerinde menzili bulunuyor.
‘Çakır’ın gayeleri ortasında su üstü, kıyıya yakın kara ve su üstü, stratejik kara amaçlarının yanı sıra alan amaçları ve mağaralar bulunuyor. Kale Arge tarafından geliştirilen yerli ve ulusal KTJ-1750 turbo-jet motora sahip ‘Çakır’, dizaynının getirdiği çeviklik sayesinde, misyon planlama sırasında tanımlanan 3 boyutlu dönüş noktalarını içeren misyonları çarçabuk gerçekleştiriyor.
ROKETSAN’ın öz kaynakları ile başlatılan yerli ve ulusal seyir füzesi ‘Çakır’ın tasarım çalışmaları devam ederken birinci test atışı yıl içinde ‘Akıncı’dan yapılacak, platform entegrasyonu ise 2023’te hedefleniyor.
Edirne’nin Enez Kaymakamlığı, toplumsal medya hesabı üzerinden yaptığı görüntü paylaşımı ile büsbütün yerli ve ulusal imkanlarla üretilen KB-5 denetim tipi botun Enez Kıyı Güvenlik Bot Komutanlığı’nın envanterine girdiğini duyurdu.
Enez’de hizmet vermeye başlayan KB-5, Kıyı Güvenlik Komutanlığı envanterine giren beşinci bot oldu. Antalya’daki Ares Tersanesi’nde Yeni Tip Denetim Bot Projesi kapsamında üretilen Denetim Bot-5, 27 Ocak’ta Kıyı Güvenlik Enez Karakol Komutanlığı’nda hizmete girdi.
12 metre uzunluğundaki KB-5, 35 deniz mili azamî hıza ulaşabiliyor. İktisadi hızı 24 deniz mili olan botun radar, elektronik harita, termal kamera ve 450 beygir güç üreten iki motoru bulunuyor. Hamilton su jeti sistemi ve kurtarma platformuna sahip, 3 mürettebat ve 14 kazazede taşıma kapasiteli olan KB-5, ortalama 200 deniz mili seyir sığası ile kuvvetli deniz koşullarında vazife icra edebilecek özelliklere sahip.
ASELSAN, hava ve kara savunması vazifeleri için geliştirdiği Göker 35 milimetre Çok Amaçlı Silah Sistemi’ni misyona hazır hale getirdi.
ASELSAN, bir müddettir üzerinde çalıştığı Göker ile atış testleri gerçekleştirdi. ASELSAN öz kaynaklarıyla yürütülen Göker 35 milimetre Çok Gayeli Silah Sistemi’nin işletme testleri ve kabiliyet gösterim atışları, Ulusal Savunma Bakanlığı Karapınar Atış Alanı’nda tamamlandı.
Mini/mikro insansız hava aracı (İHA) sınıfında yer alan hayli küçük ve kuvvetli maksatları beklenenin çok üzerinde menzillerde imha etmeyi başaran sistem, tıpkı vakitte kara amaçlarına karşı da hayli uzun menzillere kadar aktif olduğunu kanıtladı. Yapılan testler sistemin misyona hazır olduğunu ortaya koydu.
Göker Sistemi, sabit tesis ve hudut bölgelerinde konuşlanmak üzere, aktüel çok alçak irtifa hava ve kara savunma gereksinimlerine karşılık verecek halde tasarlandı.
Sistem, “ATOM 35 milimetre Parçacıklı Mühimmat”ın güç çarpanı olarak kullanımıyla mini/mikro İHA, maket uçak, helikopter üzere hava amaçlarına karşı 4 kilometrenin üzerinde menzilde aktiflik sağlayacak. Kara gayelerine karşı ise 5 kilometrenin üzerinde menzilde caydırıcılık sağlayacak sistem, geniş yükseliş ekseni kapsamasıyla bilhassa dağlık alanlarda düşük alçalış açılarına atış imkanı verecek. Sistem, bu sayede hem kara hem de hava gayelerine karşı yüksek başarımla alanda kullanım alanı sunacak.
Türk savunma endüstrisi tarafından geliştirilen yüksek irtifa uzun menzilli hava savunma füzesi Siper’in atış testi muvaffakiyetle yapıldı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Uzun menzilli ve çok katmanlı ulusal hava savunma sistemimiz Siper’in geliştirme çalışmalarında bir evreyi daha muvaffakiyetle tamamladık. 2023 yılında envantere almayı planladığımız Siper ile Gökvatanımıza karşı bütün tehditleri en güçlü biçimde bertaraf edeceğiz” tabirlerini kullandı.
ATIŞ TESTİNİN GÖRÜNTÜLERİ
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), Ulusal Muharip Uçak’ın (MMU) birinci modülünü üretti. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, Twitter hesabından MMU’ya ait paylaşımda bulundu.
Kotil, paylaşımında, “Milli Muharip Uçağımızın birinci kesim üretimini gerçekleştirdik. Ülkemizin beka projesi için attığımız her adım bizim için çok manalı, çok değerli. Heyecanla, çabayla çalışarak birebir yolda yürüdüğümüz tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.
Ön orta gövdede yer alacak kesimin, aviyonik bölme (elektronik sistem) ile silah bölmesini ayıran ana taşıyıcı elemanlardan olduğu belirtildi.
Alınan bilgiye nazaran, MMU’da yaklaşık 20 bin kesim bulunuyor ve bunların üretiminin 2022 sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.
MMU’nun birinci uçuşunu 2026’da yapması hedefleniyor.
MMU’nun 18 Mart 2023’te hangardan çıkması hedefleniyor. Böylelikle aviyoniklerin, denetim ve hidrolik sistemlerin yer aldığı prototipin birinci defa motor çalıştırmasıyla uçağın yer testleri başlayacak.
MMU’nun birinci uçuşunu 2026’da yapması hedefleniyor.
Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, TUSAŞ tarafından üretilen Aksungur SİHA’nın birinci teslimatının Deniz Kuvvetleri Komutanlığına yapıldığını bildirdi.
AKSUNGUR SİHA, 30 KİLOMETREDEN AMACI VURDU
Saldırı amaçlı drone ve insansız hava araçlarının (İHA) etkisiz hale getirecek Fedai’nin birinci uçuşu yakın vakitte gerçekleştirilecek. Bu ay içinde de gerçek dronlara karşı bir gösterimin yapılması hedefleniyor.
Fedai’nin, kamikaze İHA/drone taarruzlarını durdurmak emeliyle geliştirilen bir muhafaza sistemi olduğu lakin gereksinim doğrultusunda ilerleyen periyotta aracının kendisinin de akın hedefiyle kullanılabileceği belirtildi.
DRONE’LAR KÜÇÜK FAKAT ETKİLİ
Transvaro İcra Konseyi Üyesi Güray Ali Canlı, İHA’ların küçük lakin tesirli silahları olduğunu aktardı. Canlı planlı ataklarla çok büyük hasar verebilecek hücumlar yapılabileceğini söyledi. Canlı geçen sene Suudi Arabistan’ın petrol rafinerilerine yapılan akınları örnek gösterdi.
Harp başlığındaki 10 bin parçacıkla tehdidi avlayacak
Troy Teknoloji Savunma Müdürü Sait Ersoy Bereketlioğlu ise Fedai’nin harp başlığına ait bilgiler verdi.
Buna nazaran, Fedai’nin harp başlığında yaklaşık 10 bin parçacık yer alıyor. 1 kilogram termobarik tesirli PBX patlayıcı kullanılan harp başlığının toplam yükü ise 2,5 kilogramı buluyor.
Fedai’nin tesirli menzil yarı çapı 25 metre olarak öngörülürken, bu durum alanda test edildi. Kullanılan patlayıcı anti-materyal ve termobarik aktiflik sağlıyor. Bu nedenle maksat Fedai’den çıkan parçacıklardan kurtulsa bile basınç tesiriyle etkisiz hale getirilecek. Fedai’de kullanılan patlayıcı da proje için yerli ve ulusal olarak geliştirilip üretildi.
Yüksek hareket kabiliyetine sahip ve uzaktan kumandalı İnsansız Kara Araçları’nın (İKA), Kara Kuvvetleri Komutanlığı birliklerinde kullanılmaya başlandığı duyuruldu.
Milli Savunma Bakanlığının Twitter hesabından yapılan paylaşıma nazaran, muharebede, her türlü harekatta girilemeyen, gözetlenemeyen ve müdahale edilemeyen bölgelere emniyetli halde girilebilmesi, gözetlenebilmesi ve müdahale edilebilmesini sağlayan İKA’lar birliklere sevk edildi.
Sistemle işçi kaybının azaltılması, tehlikeli bölgelerde keşif ve gözetleme yapılması, düşman ateşi altındaki riskli vazifelerin daha kolay yürütülmesi hedefleniyor.
Sulardan geçebilen, yüksek hareket kabiliyetine sahip, uzaktan kumandalı İKA’lar, keşif ve gözetleme yapabilmenin yanı sıra yüksek pürüz aşma ve merdiven tırmanma özelliklerini taşıyor.
Türk savunma sanayisinin zırhlı kara aracı üreticilerinden BMC, 8×8 sınıfındaki yeni zırhlı muharebe aracı ve işçi taşıyıcı Altuğ‘u vazifeye hazırlıyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye nazaran, Türk Silahlı Kuvvetlerinin son yıllardaki saha deneyimlerine uygun olarak ileri teknolojiyle geliştirilen Altuğ 8×8 Zırhlı Muharebe Aracı’nın asimetrik savaş ortamlarında büyük avantaj sağlaması hedefleniyor. Altuğ 8×8 Zırhlı Muharebe Aracı (35 milimetre silah kuleli) ve Zırhlı İşçi Taşıyıcı (12,7 milimetre silah kuleli) kendi sınıfında konvansiyonel ve asimetrik muharebe alanının tüm gereksinimlerine karşılık verebilecek halde tasarlandı.
Araçlar en şimdiki kullanıcı ihtiyaçları, vazife konseptleri, tehditler, teknoloji ve trendler ile bu pazarda mevcut yerli ve yabancı araçların kabiliyetleri kıymetlendirilerek belirlenen her istikametiyle üstün özellikleriyle ön plana çıkıyor.
Altuğ 8×8 serisi araçlarda yüzde 80’lere varan yüksek yerlilik oranı hedefleniyor. Araçların tüm versiyonlarda bulunan yerli ve ulusal aks donanımlarına ek olarak 12,7 milimetre silah kuleli 8×8 ve 6×6 versiyonlarında yerli motor da kullanılacak formda çalışmalar sürdürülüyor
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çorlu Hava Meydan Komutanlığı Akıncı Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde katıldığı, Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) Teslimat ve Mezuniyet Merasimi öncesi TİHA’lar basın mensuplarına gösterildi.
Türk savunma endüstrisinin güvenlik güçlerinin envanterine kazandırdığı insansız hava araçlarına Bayraktar AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) da ekleniyor.
Baykar tarafından yerli ve ulusal imkanlarla geliştirilen Bayraktar AKINCI, bugün düzenlenen merasimle güvenlik güçlerinin kullanımına sunuldu.
İnsansız hava araçlarını yurt içinde ve dışında aktif halde kullanan güvenlik güçleri, AKINCI ile yeni operasyonel kabiliyetler kazanacak.
Bayraktar AKINCI’yı geliştirme sürecinde 3 prototip üretildi. AKINCI birinci uçuşunu 6 Aralık 2019’da gerçekleştirdi. Prototip araçların akabinde birinci uçakların seri üretimine başlandı.
Test faaliyetleri, Çorlu Hava Meydan Komutanlığındaki Bayraktar AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde prototip araçlarla yürütüldü.
AKINCI, geliştirilme sürecinde değerli başarılara imza attı. Ulusal olarak geliştirilen bir hava aracıyla ulaşılan en yüksek irtifaya çıkan Bayraktar AKINCI, Türk havacılık tarihinin irtifa rekorunu kırdı. Gökyüzünde 38 bin 39 feet (11 bin 594 metre) yüksekliğe çıkan Bayraktar AKINCI, 25 saat 46 dakika havada kaldı. Bayraktar AKINCI, test ve eğitim uçuşlarında 1000’den fazla sorti yaptı.
Savaş uçaklarının yükünü azaltacak Bayraktar AKINCI TİHA ile hava bombardımanı da icra edilebilecek. Türkiye’de ulusal olarak geliştirilen hava-hava füzeleriyle donatılacak AKINCI TİHA, böylelikle hava gayelerini de etkisiz hale getirebilecek.
Kendi sınıfında dünyanın en ileri teknolojik özelliklerine sahip Bayraktar AKINCI TİHA, yerli ve ulusal olarak üretilen MAM-L, MAM-C, MAM-T, Nüfuz Edici Bomba, Cirit, L-UMTAS, Bozok, MK-81, MK-82, MK-83, Kanatlı Güdüm Kiti (KGK)-MK-82, Gökdoğan, Bozdoğan, SOM-A, Hassas Güdüm Kiti (HGK), Lazer Güdüm Kiti (LGK) üzere mühimmat, füze, bomba ve güdüm kitleriyle donatılacak.
Tam Otomatik Uçuş Denetim ve 3 Yedekli Otopilot Sistemi’yle yer sistemlerine bağımlı olmaksızın otomatik iniş kalkış yapabilen Bayraktar AKINCI TİHA, Çift Yedekli SATCOM ile haberleşme menzili bulunmaksızın uydu vasıtasıyla komuta edilebilecek.
Silah taşıyıcı araçlardan Pars 4×4’e 2 ülkeden talep geldi.
Savunma endüstrisinde “içeride eser satmadan, dışarıda satamazsınız” formunda bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Kurt, FNSS olarak Pars 8×8 ve Pars 6×6 ile Türkiye’de hiçbir proje başlamadan Malezya ve Umman’da 1 milyar doları aşan ihracata ulaştıklarını belirtti.
Nail Kurt, “Tabi eserin, TSK üzere repütasyon gücü çok yüksek bir ordu tarafından kullanılmasının büyük bir pazarlama tesiri var. Hasebiyle bu araçlarda da bunun gerçekleşeceğine inanıyorum. Bir muhtaçlık çıktığında yurt dışında başka rakiplerimize nazaran çok büyük avantajlarla gireceğiz. Gerçekten şu anda 2 ülkede önemli talep var bilhassa Pars 4×4’e. O projeler gerçekleşmeye yakın olduğunda inşallah muştular vereceğiz. İki aracın önemli ihracat başarılarına da imza atacağını düşünüyorum.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, kara birlikleri için sıcak çatışmalarda en kritik vaktin birinci temas anı olduğunu söyledi. En fazla ateş etme muhtaçlığının duyulduğu birinci temasta, standart olarak kullanılan 5,56×45 milimetre şarjörlerde bulunan 30 mermi yetersiz kaldığında en süratli halde ikinci şarjörün takılmasının hayati değerde olduğunu belirten Demir, birçok özel birlikte şarjör değiştirme müddetinin kısaltılmasına yönelik uzun süren eğitimler verildiğini bildirdi.
Demir, süreyi kısaltmak için öbür bir uygulamanın ise şarjörlerin birbirine tutturulması olduğunu lakin her iki durumda da vakit kaybının kaçınılmaz olduğunu lisana getirdi. İsmail Demir, “Kahramanlarımızın gereksinimlerini en küçük detayına kadar karşılamak için çalışmalarımız sürüyor. Dünyada yalnızca 2 gelişmiş ülke ordusu için üretilen 60’lı yüksek kapasiteli şarjörü yerli ve ulusal imkanlarla üreterek güvenlik güçlerimizin kullanımına sunduk” dedi.
HEDEFE KESİNTİSİZ 60 MERMİ, SIFIR VAKİT KAYBI
Yüksek kapasiteli şarjör, 60 adet 5,56×45 milimetre mühimmat kapasitesine sahip bulunuyor. Hala başka farklı şarjörlerle kullanılabilen MPT-55, KCR-556, SIG-516, M4, M16 ve AR-15 üzere farklı silahların büsbütün yüzde 100 uyumlu formda tasarlanan şarjörün bu özelliğiyle dünyada gibisi bulunmuyor.
60 merminin kesintisiz olarak gayeye gönderilmesine imkan veren şarjör, çatışma sırasında şarjör değiştirirken kaybedilen vakti “sıfır”a indiriyor. İşçinin taşıdığı şarjör sayısı azaltılarak rahat ve konforlu hareket etmesi sağlanıyor.
Şarjör, yüksek dirençli kompozit gereç sayesinde girdiği tüm askeri çevresel şart testlerini muvaffakiyetle geçti.
Kenarında bulunan pencereler sayesinde şarjörde kalan mermi ölçüsü her vakit denetim edilebiliyor. Şarjör, 60 adet mermi dahil toplam 1 kilogram yükünde bulunuyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterindeki zırhlı muharebe araçlarına yakın vakitte Özel Operasyonlar Aracı eklenecek.
FNSS ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ortasında imzalanan 6×6 Mayına Karşı Muhafazalı Araç (MKKA) Tedariki Projesi kapsamında geliştirilen Pars IV 6×6 Özel Operasyonlar Aracı, özel operasyonlara yönelik ateş kabiliyeti, el üretimi patlayıcıya (EYP) karşı aktif muhafazası, yüksek mayın ve balistik müdafaa içeren beka altyapısı, yeni teknoloji eseri vazife donanımları ile tasarlandı.
Milli imkanlarla FNSS tarafından tasarlanıp geliştirilen araç, özgün modüler bir zırh yapısına sahip. Entegre EYP kiti ve kullanıcı tarafından kolay kolay sökülüp takılabilen RPG ağı, aracın pasif muhafaza ögelerini tamamlıyor.
2019 yılında başlayan MKKA Projesi’nde, aracın mayın, EYP ve balistik testlerinin tamamı kullanıcıyla birlikte, FNSS tesislerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri tatbikat alanları ve memleketler arası akredite test merkezlerinde gerçekleştirildi. Araç, beka standartlarında tanımlanan yüksek düzey mayın tehditlerinin yanı sıra EYP ve tüm taraflardan gelecek balistik tehditlere karşı test edildi.
Süpersonik seslere hassas ve silah kuleleriyle entegre akustik ikaz sistemi, faal karıştırma/köreltme sistemi, 360 derece çift kullanıcılı sis havanları ve KBRN (kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer) sistemi de faal muhafaza ögeleri olarak araç üzerinde yer alıyor.
3 FARKLI SİLAH, 2 KAT ATEŞ GÜCÜ
Özel operasyonların taktik gereksinimleri doğrultusunda, konseptiyle birlikte özgün olarak oluşturulan Pars IV 6×6 Özel Operasyonlar Aracı’nda tekrar FNSS tarafından geliştirilen 2 adet bağımsız Sancak Uzaktan Komutalı Silah Sistemi yer alıyor. Gereksinim halinde kullanıcı tarafından silahı basitçe değiştirilebilen kulelerde, 3 başka silah tipi (7,62 mm, 12,7 mm makineli tüfek ile 40 mm otomatik bomba atar) kullanılabiliyor. Araç, çepeçevre etrafından yahut yüksek noktalardan, eş vakitli olarak farklı istikametlerde belirecek tehditlere karşı gözetleme ve 2 kat tesirli ateş gücü imkanı sağlıyor.
Araçların misyon donanımı, tek araç düzeyinde ve birlik bütünlüğü içinde, ast-üst ögeler ortasında eş vakitli, emniyetli ve kesintisiz irtibat, yüksek durumsal farkındalık, aktif komuta denetim yeteneği içerecek formda yüksek teknoloji sistemler içeriyor.
Güçlü motoru, 7 ileri, 2 geri vitesli transmisyonu ile sınıfının en güçlü ve atak güç kümesine sahip araç, birebir vakitte yükseklik ayarlı bağımsız süspansiyonu ile farklı arazi ve yol şartlarında en âlâ yol tutuşunu sağlıyor. Tüm tekerlerden tahrikli sürüş ve ön-arka akstan dönüş sistemine sahip Pars IV 6×6, sınıfındaki en düşük dönüş çapı ile meskun mahalde yüksek hareket yeteneğini içinde barındırıyor.
Envantere girmeden evvel tamamlanması gereken kuvvetli testlerin akabinde projede son kademeye gelinecek ve Pars IV 6×6 Özel Operasyonlar Aracı Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilecek.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeni aracı, çok sayıda milletlerarası iştirakçinin da yer alacağı IDEF 2021’de birinci defa sergilenecek.
Cumhurbaşkanlığı Savuma Sanayii Lideri İsmail Demir, insansız sistemler alanında sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı bir kabiliyeti daha yerli-milli olarak geliştirdiklerini söyledi.
Demir, “İnsansız deniz araçlarına sürü yeteneğinin kazandırılması, otonomi ve çeşitli vazifelerin icrasını hedeflediğimiz Sürü İDA Projemizde birinci kademeyi tamamladık. Devamı gelecek.” dedi.
Demir’in verdiği bilgilere nazaran, Başkanlık ile ASELSAN ortasında imzalanan mukaveleyle başlanan Sürü İnsansız Deniz Aracı’na (İDA) yönelik proje kapsamında sürü mimarisinin oluşturulması, farklı formasyonların ve misyonların denenmesi hedeflendi.
Proje için ASELSAN’ın Albatros insansız deniz aracı ailesine gelişmiş özellikleriyle Albatros-S katıldı.
Homojen ve heterojen dağıtık mimaride sürü oluşturulmasına imkan veren projede ASELSAN ve alt yüklenicileri tarafından yeni jenerasyon yüksek hareket, denizcilik ve duruş kabiliyetli Albatros-S İDA geliştirildi. Proje kapsamında deniz ortamı için taktik örgüsel haberleşme yeteneği de oluşturuldu. Projede birinci etap çalışmaları tamamlanırken farklı vazife ve formasyonların deneneceği ikinci evre faaliyetleri devam ediyor.
Yaklaşık 7 metre uzunluğundaki İDA, 40 knot üstünde sürate, 200 deniz mili üzerinde seyir menziline ve kıymetli ölçüde yararlı yük kapasitesine sahip bulunuyor.
Sürü İDA, yerli ve ulusal özgün haberleşme sistemi, denetim sistemi, çoklu haberleşme sistem mimarisi, GNSS ve haberleşme olmayan ortamda misyona devam edebilme üzere kabiliyetlerle çeşitli zorluk ve engellemelere karşı inançla vazifesini sürdürebilecek.
İDA’lar, sürü halinde otonom seyir, otonom formasyon değişimi, engelli ortamda otonom seyir ve otonom misyon icrası üzere özellikleriyle Mavi Vatan’ın korunması ve kıyı emniyetinde kıymetli operasyonel kabiliyetler sunacak.
Türk savunma sanayisi tarafından geliştirilen platformlarda yer alacak makineli tüfek, jandarmanın kullanımına sunuldu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Bir silah sisteminde daha dışa bağımlılığı bitiriyor, yerli ve ulusal üretimle güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuyoruz. Platformlar için 7,62 mm Makineli Tüfek PMT 7,62’nin birinci teslimatlarını Jandarma Genel Komutanlığına gerçekleştirdik. İyi olsun, durmak yok, yola devam” tabirlerine yer verdi.
ALPAGU GAYESİ TAM İSABETLE VURDU
Sabit kanatlı akıllı vurucu İHA sistemi ALPAGU’nun mühimmatlı atış testleri Aksaray’da gerçekleşti. Belirlenen amacı tam isabetle vuran ALPAGU atış testinden muvaffakiyetle geçti.
10 dakika boyunca havada kalan akıllı vurucu İHA sistemi manzara takip yazılımı vasıtasıyla maksat tespitini yaptı.
Ardından büyük bir süratle gayeye yönelerek taşıdığı mühimmat ile amacı imha etti.
Yaklaşık 2 kilogram yükündeki akıllı vurucu iha sistemi 10 kilometre menzile sahip.
10 dakika havada kalabilen ALPAGU 400 feet yüksekliğe kadar çıkabiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri Prof. Dr. İsmail Demir, Twitter hesabından mevzuya ait, şu paylaşımda bulundu:
“Kendisi hafif tesiri ağır Alpagu’dan tam isabet. STM’nin ulusal mühendislik kabiliyetiyle geliştirdiği tek er tarafından gece-gündüz aktif operasyon yapabilen Sabit Kanatlı Akıllı Vurucu İHA Sistemi Alpagu mühimmatlı test atışını muvaffakiyetle gerçekleştirdi. Durmak yok yola devam.”
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından “Havacılık Sanayiinde Yerlilik Vizyonu ve Türkiye’nin Ulusal Projeleri” başlığıyla düzenlenen “SUBÜ Konuşmaları”na görüntü konferansla katıldı.
SUBÜ Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Çay, moderatörlüğünde gerçekleşen aktiflikte konuşan Kotil, gayelere ulaşmak için çok çalışmanın değerine değindi.
Kariyerindeki gelişmelerden bahseden Kotil, TUSAŞ’ın kuruluş emelini ve faaliyet alanlarını anlattı.
TUSAŞ bünyesinde yaklaşık 4 bin mühendisin çalıştığını söyleyen Kotil, 2028 prestijiyle bu sayının 10 bine çıkacağını, bunların birçoklarının genç mühendislerden oluşacağını aktararak, “Bize gelecek arkadaşlardan tek istediğimiz, muhteşem İngilizce’ye sahip olmaları. Kullandığımız tüm dokümanlar İngilizce. Önümüzdeki yıl son sınıf öğrencilerini okullarını bitirmeden işe alacağız.” dedi.
Robotik ve otonom teknolojiler alanında 2019 yılından bu yana Ar-Ge çalışmaları yürüten HAVELSAN, kara araçları kullanım senaryosu üzerinden geliştirilen sürüş kiti ile başlayan süreçte “askeri ve sivil gayeli kara, hava, deniz ve uzay araçlarında otonomi” hedefliyor.
HAVELSAN Genel Müdür Yardımcısı Muhittin Solmaz, insansız sistemlere yönelik çalışmalarının yaklaşık 1,5-2 yıl öncesine uzandığını söyledi.
Robotik otonom sistemler başlığı altında insansız hava ve kara araçlarına yönelik çalışmalara başladıklarını anlatan Solmaz, çalışmalar kapsamında orta sınıf birinci düzey insansız kara araçlarında önemli ara katettiklerini belirtti. Solmaz, insansız hava araçlarında da bulut altı kategorisinde çalışmalarının devam ettiğini lisana getirdi.
Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak, Türkiye’den insansız hava araçları satın alacaklarını açıkladı.
Polonya resmi haber ajansının (PAP) haberine nazaran, Bakan Blaszczak, ülkesinin Türkiye’den 24 adet Bayraktar (TB2) tipi insansız hava aracı (SİHA) alacağını söyledi.
Blaszczak, “Bu, gerçek bir silah. Avrupa’nın doğusunda, savaşlarda kendini kanıtladı. Birebir halde Orta Doğu’da kullanıldı.” tabirlerini kullandı.
İnsansız hava aracının satışına ait mutabakatın, gelecek hafta Polonya Devlet Lideri Andrzej Duda’nın Türkiye’ye yapacağı ziyaret sırasında imzalanması bekleniyor.
Avrupa Birliği (AB) ve NATO üyesi Polonya, Türkiye’den birinci sefer insansız hava aracı satın almış olacak.
ROKETSAN ile Makina ve Kimya Sanayisi Kurumu tarafından geliştirilen 107 milimetre Çok Namlulu Roketatar (ÇNRA) Sistemi, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için hazır hale getirildi.
TEST ATIŞININ GÖRÜNTÜLERİ
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, Türk savunma endüstrisinin kabiliyetlerini birleştirerek Mehmetçik’e alanda süratli tahliller sunduğunu bildirdi.
Demir, “BMC üretimi Vuran aracına entegre edilen 107 milimetre ÇNRA test atışında maksadı muvaffakiyetle vurdu. Tek sette 12 roket ateşleyen ÇNRA’lı Vuran TSK’nın buyruğunda.” tabirlerini kullandı.
İsmail Demir, paylaşımında, sistemi geliştiren ROKETSAN ile Makina ve Kimya Sanayisi Kurumunu da etiketledi.
ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma tarafından yaklaşık üç yıl evvel başlatılan araştırma-geliştirme çalışmaları sonunda Antalya’da üretimine başlanan Türkiye’nin ilk silahlı insansız deniz aracının prototip üretimi tamamlandı. Denize indirilerek mavi sularda deneyim seyirlerine başlayan SİDA, AA takımı tarafından görüntülendi.
Yerli ve ulusal savunma sanayi açısından “heyecan verici” olarak nitelenen SİDA, üstün yetenekleriyle dikkati çekiyor. Türkiye’nin deniz gücüne büyük katkı sağlaması planlanan SİDA, 400 kilometre seyir menzili, saatte 65 kilometre hızı, ulusal kriptolu haberleşme altyapısı, gündüz ve gece görüş kabiliyetine sahip.
Gelişmiş kompozit gereçten üretilen SİDA, keşif, gözetleme ve istihbarat, su üstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort ve kuvvet müdafaa, stratejik tesis güvenliği üzere misyonların icrasında karadan taşınabilir araçlarla ve karargah komuta merkezinden yahut yüzer platformlardan kullanılabilecek.
Araç, ulusal füze sistemleri üreticisi ROKETSAN’ın eserleri 4’lü lazer güdümlü füze Cirit podu ve 2’li Lazer Güdümlü Uzun Menzilli Tanksavar Füze Sistemi (L-UMTAS) lançeri ile de donatıldı.
Testlerden muvaffakiyetle geçti
ARES Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl üretim faaliyetlerine başladıklarını, prototipi tamamlayarak denize indirdiklerini ve ağır test faaliyetlerine tabi tuttuklarını söyledi.
Uzaktan komutalı ya da otonom olarak hareket edebilen aracın test faaliyetlerini de başarılı biçimde tamamladığını aktaran Alanç, “Silahlı insansız deniz aracımız, prototip botuyla büsbütün operasyona hazır. Simülasyon atışlarımız da pek başarılı formda tamamlandı, önümüzdeki günlerde harp başlıklı gerçek füze atışlarıyla bu projeyi noktalamış olacağız.” diye konuştu.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından üretilen Aksungur Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA), yeni bir muvaffakiyete daha imza attı.
TUSAŞ’tan yapılan açıklamaya nazaran, gündüz ile gece istihbarat, gözetleme, keşif ve taarruz misyonlarını EO/IR, SAR ve SIGINT yararlı yükleri ve çeşitli havadan yere yararlı yüklerle icra eden, orta irtifa uzun havada kalışlı İnsansız Hava Aracı Sistemi AKSUNGUR, ilk sefer attığı 340 kilo tartısındaki KGK-SİHA-82 ile 30 kilometre menzildeki maksadı muvaffakiyetle vurdu.
HABERE GİT
Türkiye’nin savunma endüstride muhtaçlığı olan ve ortalarında genel niyet helikopteri ile insansız hava aracının (İHA) da bulunduğu araçların motor üretimini Eskişehir tesislerinde gerçekleştiren TEI, birinci yerli ve ulusal gemisavar füze motoru TEI-TJ300 Turbojet’i 3 yıllık çalışmanın akabinde tamamladı. Testlerden muvaffakiyetle geçen motor, dünyada hava motorları bölümün kelam sahibi Fransa, Almanya, Çekya ve Hollanda’nın ürettiği emsallerini geride bırakıp, 1342 Newton (N) itme gücüne ulaşarak dünya rekoru kırdı. TEI Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, deneme motor üretiminden dünya rekoruna giden TEI-TJ300 Turbojet’in muvaffakiyet kıssasını anlattı.
“KABİLİYET KAZANALIM DERKEN, DÜNYA REKORU KIRDIK”
Türkiye’nin yerli insansız hava araçlarının gaz tribün muhtaçlığına yönelik geliştirdiği TJ90 Turbojet motorun akabinde eksenel kompresör teknolojisi ile de bir deneme motoru yapmak için yola çıktıklarını tabir eden TEI Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, “Hedeflerimiz aslında hem motor kabiliyetini geliştirmek hem de know-how (yapabilme bilgisi) kazanmaktı. Grubumuz bu işi öğrensin diye düşündük. Vizyon olarak bu fikri belirledikten sonra, yapacağımız bu öğrenme motoru ‘devletimizin bir işine yarasın’ dedik. Roketsan Genel Müdürü ile yaptığımız konuşmada, ‘Sizin bu güç sınıfında bir motora gereksiniminiz olur mu?’ diye sordum. Donanmamızın kullandığı orta menzilli gemisavar füzelerinin raf ömürleri 5-6 yıla kadar dolacak ve devletimiz bunları yenileyecek. Siz o vakte kadar bu motoru geliştirirseniz biz de roketleri yaparız’ fikrinden ortaya çıktı. Yaklaşık 2,5 yıl içinde prototipimiz bitmişti ve ön denemeler başlamıştı. Geçen sene haziran ayında da Sayın Bakanımız Mustafa Varank geldiğinde çalıştırma testini de yaptık” dedi.
“DÜZ BEYAZ KAĞITTAN MOTOR GELİŞTİRMEK, REKOR BİR HIZ”
Üretilen birinci yerli ve ulusal gemisavar füze motoru TEI-TJ300 Turbojet’in füze sınıfında küçük bir motor olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akşit, deneme motoruyla gelen dünya rekorunu ise şöyle anlattı:
“Çap olarak 23-25 santim aralığında bir motor sınıfı. Bizim motorumuz 24 santim çapa sahip ve bu aralığın tam ortasına oturuyor. Geliştirmemizle birlikte 1342 Newton güce kadar çıktık, daha da üst çıkacağız inşallah. 23-25 santim çap sınıfında dünyada 4 üreticinin 4 değişik motoru var, biri de bizim ürettiğimiz motor. Öteki üreticilerin motorları 900 Newton ile 1250 Newton ortasında güç üretiyor. Halbuki bizim motorumuz daha düşük olan 24 santim çapta 1340 Newton güce çıkmış vaziyette. Bu şu demek, daha küçük motordan daha fazla güç çıkartıyoruz. Teknoloji yarışındaki rekor buradan geliyor. Motorumuzu sonuna kadar zorlamış değiliz. Genel kanaatimiz, yaptığımız testlerde bunu 1500’e kadar zorlayabileceğimiz istikametinde. İnşallah ileride kendi rekorumuzu tekrar kırarak üste gerçek taşımayı planlıyoruz. Bu projede biz biraz süratli yürüdük. Olağanda 2,5- 3 yılda sıfırdan, düz beyaz kağıttan motor geliştirmek bayağı rekor bir sürat. Orada da bir rekor kırdık diyebilirim. Grubumuzun ellerine sıhhat.”
“2 YIL İÇİNDE SERİ ÜRETİM BAŞLAYACAK”
TEI-TJ300 Turbojet’in 2 yılda seri üretime geçeceğini anlatan Prof. Dr. Akşit, hazır raf eserleri olan kabloları dışında motorun büsbütün Eskişehir tesislerinde tamamlandığını söyledi. Motorun sonlarını daha da zorlamayı planladıklarını söz eden Akşit, “Nerelere kadar yükseltebiliriz, bu güç düzeyinde kaç saate kadar dayanabilir? Bunu zorlayacağız. Ne kadar yerli ne kadar ulusal bir motoruz? Bir defa tasarımı büsbütün bize ilişkin. Bütün tasarımı, geliştirmesi, mühendisinden teknisyenine kadar TEI’deki bütün takımımıza ilişkin. Hepsinin ellerine sıhhat. Büsbütün ulusal olarak geliştirdiğimiz bir motor. Üretiminde ise hazır raf eserleri olan kabloları dışında motorun her şeyini burada ürettik. Burada derken yalnızca TEI’nin içini kastetmiyorum. Şu anda TEI olarak biz 100 saat kendi atölyemizde iş yapıyorsak 50 saatte dışarıya iş veriyoruz. Bunu sistematik olarak yapıyoruz ki hem dışarıdaki küçük sanayicilerimiz gelişsinler, onlar da para kazansın, hem bizim maliyetlerimiz düşüyor” formunda konuştu.
“TÜRKİYE’YE KATKISI 40 MİLYON DOLAR OLACAK”
TEI-TJ300 Turbojet’in yurt dışından alımları durduracağını ve Türkiye’ye 40 milyon dolarlık bir katkı sağlayacağını belirten Akşit, “Bu motor ne kadarlık bir füzenin ithalatına mani olacak? Şayet biz bu motoru yapmazsak, ihaleye çıkacaklar ve bir diğer ülkenin bir diğer eserini alacaklar. Biz Roketsan ile bir arada birebir sınıfta bu eseri geliştirdik. Bizim varsayımımız, ekonomimize birinci etapta 30-40 milyon dolarlık bir katkısının olacağını düşünüyoruz. Tabi ki ileriki vakitlerde füzenin başarısına nazaran yurt dışı satışları ile bu artacaktır. Fakat geliştirmek için harcanan paraya nazaran kıyas kabul etmez. Katma pahası çok yüksek teknolojik ürünler” diye konuştu
TÜBİTAK dayanağıyla üretilen TEI-TJ300, orta menzilli gemi savar füzede kullanılmak üzere tasarlandı. Ayrıyeten farklı birçok platformda da kullanılabilecek. TEI-TJ300 motoru, fizikî boyutuna karşın 1300 Newton itki veren ve yaklaşık 400 beygire yakın güce sahip. Türkiye’de bilhassa hava araçlarının güç sistemlerinde en değerli altyapısı olarak kabul edilen motorun, yurt dışı bağımlılığını da ortadan kaldırması hedefleniyor. Ayrıyeten motorun testleri de yerli ve ulusal imkanlarla kurulan yeni test odalarında yapılıyor.
REKORU BAKAN VARANK AÇIKLAMIŞTI
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TEI Eskişehir tesislerinde büsbütün yerli ve ulusal imkanlarla üretilen orta menzilli gemisavar füze motoru TEI-TJ300 Turbojet’in yapılan testlerde 240 milimetre çapla 1342 Newton itme gücüne ulaştığını açıklamıştı. Toplumsal medyadan motor test imajlarını paylaşan Bakan Varank, bunun dünya rekoru olduğunu söz ederek, “TÜBİTAK dayanağıyla geliştirilen Türkiye’nin birinci Orta Menzilli Füze Motoru TEI-TJ300, 240mm çap ile 1342N itki kuvvetine ulaşarak sınıfında dünya rekoru kırdı. TEI-TJ300, hava, deniz ve kara savunma sistemlerine uygulanabilecek” sözlerini kullandı.
Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, “HİSAR-O+ Hava Savunma Sistemi’miz en uzak menzil ve en yüksek irtifadaki testini, amacını vurup imha ederek muvaffakiyetle geçti.” dedi.
Mavi Vatan 2021 Tatbikatı’nda SİHA’dan MAM-L füzesi ile bugüne kadarki en uzun menzilli atış yapıldı. Deniz Kuvvetlerinin envanterindeki TB-2 SİHA’dan, ulusal imkanlarla geliştirilen ve üretilen lazer güdümlü MAM-L füzesi ile Doğu Akdeniz’deki su üstü gayesi tam isabetle vuruldu. Çekilen manzaraları Ulusal Savunma Bakanlığı paylaştı.
İŞTE ATIŞIN GÖRÜNTÜLERİ
Cobra II 4×4 zırhlı eser ailesi, Türkiye’de ve dünyada 15 ülkede misyon alan Cobra eser ailesinin yeni modeli olarak tasarlandı, geliştirildi ve 2013’te Otokar eser gamına eklendi.
Kullanıcıların farklı misyon gereksinimlerine uygun olarak Cobra II, Cobra’ya kıyasla daha yüksek taşıma kapasitesine ve daha geniş bir iç hacme sahip olarak tasarlandı. Yüksek hareket kabiliyetine sahip Cobra II, tıpkı Cobra üzere farklı misyonlar için modüler bir yapı ile sunuldu.
Otokar, Cobra ile elde ettiği başarıyı ailenin yeni üyesi Cobra II ile pekiştirdi. Cobra II kısa müddette başarılı performansıyla kullanıcıların beğenisini kazandı; Türkiye’nin yanı sıra ihracat pazarlarında da tercih edilen bir araç oldu.
Araştırma ve geliştirme çalışmalarını sürdüren Otokar, son olarak modüler yapıdaki Cobra II aracının yeni ve gelecek tehditlere karşı “mayına karşı muhafazalı araç” (MRAP) versiyonunu geliştirip eser ailesine ekledi.
Yeni kuşak mayına karşı muhafazalı bir araç olan Cobra II MRAP, kullanıcıların yüksek balistik ve mayın koruma ile yüksek taşıma beklentilerini bu sınıf araçlardan farklı bir hareket kabiliyetiyle sunuyor.
Riskli bölgelerde yüksek beka
Otokar’ın kara araçlarındaki 35 yıla yaklaşan deneyiminin ve bilgi birikiminin yansıtıldığı Cobra II MRAP, riskli bölgelerde yüksek beka kabiliyeti sağlıyor. Mürettebata balistik, mayın ve el üretimi patlayıcı tehditlerine karşı üstün müdafaa sunuyor.
Cobra II MRAP, Cobra II ile benzeri hareket ve konfor parametrelerini koruyarak kelam konusu tehditlere karşı inançlı bir kullanım sağlıyor. Araç tabanındaki mayın kalkanı sayesinde üstün mayın muhafazası, yüksek modüler yapı ve servis edilebilirlikten kayıp yaşanmadan sunulabiliyor.
Yüksek harekat kabiliyeti, düşük silüet
Cobra II MRAP’ta, 32 binden fazla aracı 35’ten fazla ülkede kullanılan Otokar’ın farklı arazi ve iklim şartlarında elde ettiği birikimin yansımaları bulunuyor.
Dünyadaki misal mayına karşı muhafazalı araçlara kıyasla Cobra II MRAP, tartı merkezinin alçak olması sebebiyle yalnızca stabilize yollarda değil, yerde de üstün bir hareket kabiliyeti ve eşsiz bir yol tutuşu sunuyor. Cobra II MRAP’ın bağımsız süspansiyon sistemi, toprakta üstün performans sağlıyor.
Araç, benzerlerine kıyasla daha düşük bir silüete sahip olduğu için daha az fark ediliyor.
Cobra II MRAP, tüm Otokar zırhlı araçları üzere modüler bir dizayna sahip bulunuyor. Bu sayede farklı misyonlara uygun bir platform olurken, kullanıcılara muharebe alanında lojistik avantajlar sunuyor. Özel tasarımı, yüksek güvenilirlik, bakım ve tamirat kolaylığı ve güç paketi, saha koşullarında bile tam ve süratli montaj/demontaj yapılmasına imkan veriyor.
Modüler dizaynının yanı sıra sahip olduğu yüksek taşıma kapasitesi ve geniş iç hacim, Cobra II MRAP’a farklı silah sistemlerinin ve vazife donanımlarının entegrasyonuna imkan veriyor.
Farklı yerleşim seçenekleri ile 11 şahsa kadar işçi taşıma kapasitesine sahip araç, kullanıcı ihtiyaçlarına uygun olarak 3 yahut 5 kapılı olarak yapılandırılabiliyor.
Kahramankazan’da bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tesislerinde, TUSAŞ tarafından halihazırda yürütülen üç taarruz helikopteri projesinden biri olan “T629 Taarruz Helikopteri” görücüye çıktı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin yürüttüğü üç taarruz helikopteri projesinden bir tanesi olan T-629 sayesinde, Türkiye, beş tonluk T-129 ATAK Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri ile on tonluk Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ortasında bir orta platforma sahip olacak
İnsansız ve elektrikli yapıdaki T629 Taarruz Helikopteri’nin, bilhassa Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için yararlı olacağı düşünülüyor. Yakın gelecekte envantere almayı planladığı TCG ANADOLU Amfibi Harp Gemisi için helikopter platformu gereksinimi olan Türk Deniz Kuvvetleri’nin, T629 ile bu gereksiniminin kıymetli bir kısmını giderebileceği öngörülmekte.
YERLİ MAKİNELİ TÜFEK SAR 762 MT SERİ ÜRETİME HAZIR
Yerli makineli tüfek SAR 762 MT testleri muvaffakiyetle geçti. Silah süratli değiştirilebilir namlu ile kesintisiz atış yapabilecek. Asker ve polisin yeni gözdesi olacak. Özgün ve yerli makineli tüfek SAR 762 MT’nin seri üretimi için geri sayım başladı.
Yerli ve ulusal tüfek, Düzce’de üretilecek. SAR 762 MT’nin 4 farklı modeli bulunuyor. Süratli değiştirilebilir namlu ile kesintisiz atış kabiliyetine sahip.
Isınan namlu, yedek namluyla süratli ve emniyetli halde değiştirilebiliyor. Böylece tüfek, ateş gücünden ödün vermeden muharebeye devam edebiliyor.
Bin 200 metreden uzun menzile sahip silahın ortalama tartısı ise 12 kilogram.
‘MAVİ VATAN’IN GÖZCÜSÜ SİDA DENİZE İNİYOR
Prototip üretimi tamamlanan ve “ULAQ” serisinin birinci platformu olan Silahlı İnsansız Deniz Aracı (SİDA) denize indirildi ve deneyim seyirlerine başlandı.
SİDA, 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre hıza, gündüz/gece görüş kabiliyetine, ulusal kriptolu haberleşme altyapı
