Uzay araştırmacısı Dr. Tamitha Skov, 20 ve 21 Temmuz tarihlerinde Dünya’nın birçok bölgesinin Güneş fırtınasından etkilenebileceğini duyurdu.
Skov, 19 Temmuz’da gerçekleşeceğini iddia ettiği Güneş’ten gelen ‘yılan gibisi bir filamentin’ tesiri nedeniyle Dünya’nın gece tarafında sinyal kesintileri beklememiz gerektiğini belirtti.
Gerçekleşecek durumun direkt bir vuruş gerçekleştireceğini belirten uzay araştırmacısı, fırtınaın bu hafta içerisinde gelmesinin muhtemel olduğunu kelamlarına ekledi.
SpaceWeather’da yer alan haberde, G1 sınıfı fırtınanın küçük olduğunu lakin uydu operasyonlarını etkileyebilecek güçte olduğu vurgulandı.
20 yahut 21 Temmuz’da Dünya’yı etkileyeceği belirtilen Güneş fırtınasının kökeninin 15 Temmuz’da kararsız bir manyetizma filamenti tarafından Güneş’ten sıçrayan bir plazma ve manyetik güç salınımı olan bir koronal kütle atımından geldiğinin altı çizildi.
Haberde, kelam konusu patlamaların, Dünya’daki tüm güç santrallerinin bir yıl boyunca ürettiğinden 100 bin kat daha fazla güç salma yeteneğine sahip olduğu kaydedildi.
GÜNEŞ FIRTINASI OLMASI NE MANAYA GELİYOR?
Dr. Tamitha Skov’un kelamını ettiği Güneş Fırtınası’nın gerçekleşmesi durumunda dünyanın manyetik alanının etkilenebileceği belirtiliyor.
Güneş Fırtına’larının güçlü olması nedeniyle insan faaliyetleri üzerinde önemli tesirleri olabileceği bildirilirken, birtakım araştırmalar, artan güneş rüzgarı aktivitesi nedeniyle uyduların yörüngelerinden çıktığını ve CubeSats olarak bilinen daha küçük teknelerin büsbütün yok edildiği gösteriliyor.
Bununla birlikte Güneş fırtınalarının meydana gelmesinin Dünya’nın dış atmosferini ısıtabileceği ve uyduları direkt etkileyebileceği vurgulanırken, fırtına nedeniyle uydularda oluşabilecek ısınmadan ötürü GPS, cep telefonu, uydu ve TV sinyallerinde problemler yaşanabileceği aktartıldı.
TARİHİN EN GÜÇLÜ GÜNEŞ FIRTINASI
1859 yılında meydana gelen ve Carrington Olayı olarak da isimlendirilen Güneş fırtınası, solar döngü 10 sırasında meydana gelmiş güçlü bir jeomanyetik güneş fırtına olarak biliniyor.
Söz konusu yılda solar alev yahut koronal kütle ejeksiyonu, manyetosfer katmanını etkilerken, Richard Christopher Carrington tarafından gözlemlenen ve kaydedilen olay en güçlü solar fırtına olarak kayıtlara geçmişti.