İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Haramidere Ambarlı Caddesi-Liman Yolu Caddesi kesişimi yol ve kavşak projesini tamamladı.
Yol ve kavşak açılışı için düzenlenen merasimde konuşan İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, “İstanbul, iki kıtaya yayılan bir kent ve çok ağır bir kentsel hareketlilik yaşıyor. Bu nedenle de kronikleşmiş fakat lokal ancak bölgesel ancak İstanbul’un geneliyle alakalı uzun yıllara dayanan bir trafik meselesiyle karşı karşıyayız. Huzurlu bir kent isteği içerisindeyiz. Bu manada, vazifeye geldiğimiz günden bugüne trafiği rahatlatmak ismine birçok çalışmayı harekete geçirdik, tamamladık ve devam ediyoruz işimize.” dedi.
İmamoğlu, şunları kaydetti:
Yaptığımız her işin kalıcı olabilmesi ismine da yalnızca yol, kavşak, üst geçitle bitirmiyoruz. Tıpkı halde o etrafta tesir alanında bulunan ve problemleri daha derinden gören bir anlayışla ancak atık su fakat yağmur suyu üzere altyapı hizmetleri ki bu hizmetler hakikaten inşai faaliyetler esnasında en yorucu ve tahminen çevreyi en fazla rahatsız eden çalışmalardır, lakin bunları ihmal etmeden, kusursuz bir biçimde yapılmasını sağlayarak vatandaşlarımızın hizmetine sunulması için de özel bir uğraş ortaya koyuyoruz. Amacımız, İstanbul’daki trafiği rahatlatmak. Bahsin tüm paydaşlarıyla birlikte kentsel hareketlilik odaklı bir çalışma yürütüyoruz.
Kentin batı yakasındaki ilçelerden Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar, yaklaşık 3,5 milyonluk bir nüfusu barındırıyor. Bölge için hayati değerdeki Esenyurt-Mahmutbey metro çizgisindeki çalışmalar sürüyor. İstanbul’un en yüksek maliyetli projesi olan sınır, Küçükçekmece, Başakşehir, Avcılar ve Esenyurt ilçelerinden geçiyor. Çizgisi olağan onu orada bırakmadık. Esenyurt Meydanı’ndan yeniden Avcılar’a getiriyoruz ve D100 kara yolu üzerinden, çabucak Parseller’in alt kısmında bulunan duraktan Beylikdüzü-Sefaköy sınırıyla da birleştiriyoruz.
“Bir imzanın esirgenmesinin anlamsızlığını çözemiyorum”
Yaklaşık 20 yıldır konuşulan İncirli-Sefaköy-Beylikdüzü metro sınırı için bakanlık onayının hala çıkmamış olmasını anlamıyorum. Bu çizginin hala bakanlıkta rafta tutulmasının, bir imzanın esirgenmesinin, seyahatin hızlanmasının önüne mahzur konulmasının anlamsızlığını zihnimde çözemiyorum. Yani bu akıl tutulmasıyla ilgili yorum dahi yapacak bir durumda değilim. Ne diyeyim? Allah’a havale ediyorum. Ancak söyleyeyim; Allah’a havalemizin de azamî bir yılı kaldı. Ondan sonra milletimiz gerekli karşılığı verecek.
“Hepinizin huzurunda kelam veriyorum”
Hepinizin huzurunda kelam veriyorum; bugün mensubu bulunduğum siyasi partinin belediye liderleri olsun olmasın, 39 ilçe belediyesine asla ve asla bu türlü bir anı bırakmayacağım. Nasıl bir anı? ‘Bize mahzur oldu, bize yaptırmadı, bize yapmadı.’ Tam tersine, bazen ilçe belediyeleri üzerinden ki devletimizin öbür kurum ve kuruluşlarının gücünü kullanarak hala işlerimizin engellenmeye çalışıldığının da altını çizelim. Lakin bütün bu zorluklar tek bir sonuca ulaşıyor. O da bizim kentimize, ilçelerimize, milletimize daha şevkli, daha yürekli, daha kararlı hizmet yapma seyahati. Öteki hiçbir şey bize kazandırmıyor diyebilirim.
“İstanbul’a büyük bir ihanet edilmiştir”
Kötü uygulamalardan ders çıkartmak gerekir. Ambarlı Limanı, Türkiye’nin ve hatta tahminen Avrupa’nın en büyük konteyner limanlarından birisi. Liman yapılırken biliyoruz art bölgesinde bu türlü bir kentleşme yoktu. Ben, dün üzere hatırlıyorum. 2000’li yılların başında, 90’lı yılların sonunda yapılan büyük ölçekli etraf planlarında, bu limanın tren yoluyla ilişkisinin bile çalışıldığını hatırlıyorum. Bu limanın bir lojistik merkeziyle ilgili büyük ölçekli planları gözümle gördüm. O vakit belediyeci değilim, siyasi değilim. Bir iş insanı olarak, bir sunumda bunları dinledim. Bunları tümden heba eden ve bilhassa bir tıkaç üzere bütün bu sürecin önüne büyük bir bariyer oluşturan çok berbat bir Esenyurt imar ve kent planlaması, bu bölgeyi ne yazık ki kendi içine hapsetmiştir. Yolları, izleri, oradaki sanayi oluşumunun yerlerine koca koca 40 kat, 50 kat binalar yaparak, oraya o imar müsaadelerini çıkartarak ne yazık ki hem bu bölgeye hem liman nakliyeciliğine hem İstanbul’a büyük bir ihanet edilmiştir.
“İstanbul’un uygunlaşması, Türkiye’nin güzelleşmesi demek”
Esenyurt, neredeyse Beylikdüzü ilçesi kadardır. Beylikdüzü de 400 bine yakın nüfusa sahiptir. Yaklaşık 20 sene evvel nüfusları birebir olan iki yerin, bugün birisinin 1,5 milyona yanlışsız gitmesinin, öbürünün ise 400 binlerde durmasının altında, berbat şehircilikle yeterli şehircilik kıyaslaması vardır. Yalnızca kendi yaşayanlarına dert vermiyor bu yanlış uygulama. Tıpkı vakitte İstanbul’a ve limana tesiri, bu kentlere ve ülkelere bütüncül bakışın temel sebebidir. Yani biz, probleme bu türlü bakmaz isek büyük sürprizlerle hem kentimizi hem ülkemizi hem milletimizi büyük dertlerin içerisine sokarız. Bu bağlamda planlamayla ilgili, stratejiyle ilgili, yaşamsal, kentsel süreçlere dair bilimsel ve akılla bir arada süreç idaresinin bu ülkeye âlâ geleceğinin; tek kişilik aklın da nasıl büyük felaketlere sürükleyeceğinin harikulâde ders verici bir devrini yaşadık, yaşıyoruz. Akılcı ve bilimsel bir periyoda adım atmanın değerli bir safhasındayız, basamağındayız. İşte yaptığımız bu şuurlu çalışmalar ve akılcı stratejilerle birlikte, âlâ biliyorum ki İstanbul’un güzelleşmesi, Türkiye’nin güzelleşmesi demek. İstanbul’un güzelleşmesi, Türkiye’nin güzelleşmesi demek. İstanbul’un zenginleşmesi, Türkiye’nin zenginleşmesi demek. Bu bağlamda sorumluluğumuz büyük.” (ANKA)